SEVGİ TEMELLİ EĞİTİM
SEVGİ TEMELLİ EĞİTİM
Eğitim deyince aklımıza okul, öğretmen, kitap vb. gibi kavramlar beliriveriyor.
Çocuğun, asıl yani temel olan eğitimini okuldan veyahut öğretmenden aldığını düşünüyoruz. Çocukta ufacık kötü bir davranış ya da başarısızlık görünce kendimize hiç bir şekilde pay biçmeden okulda öğrendi, arkadaşlarından öğrendi ya da öğrenemedi diye vuruyoruz damgayı. Oysa çocuk ilk bizi gördü, bizi duydu. Dünyaya geldiği andan itibaren bizi ve bizim ona sunduğumuz çevreyi gördü, fark etti. Varlığını bizden aldığı edinimlerle devam ettirmeye çalıştı. Bizim yemek yiyişimizi izleyerek yemek yedi, bizim gösterdiğimiz tepkileri izleyerek tepki gösterdi. Birçok şeyde bizim hissettirdiğimiz şekilde hissetme eğilimi gösterdi.
Peki, biz çocuk eğitiminde nerede görüyoruz kendimizi?
Başta sorgulamamız gereken mesele işte tam olarak bu…
Çocuğumuza temeli sağlam ve sağlıklı eğitim verebilmek için ne yapıyoruz?
Sevgiyi, saygıyı, güvenmeyi öğretmek için yeterince sevgi ve saygı gösterebiliyor muyuz?
Yeterince güven verebiliyor muyuz?
Çocukların kişisel gelişiminde önemli yeri olan saygıyı yeterince görmezlerse saygı göstermeyi nasıl öğrenecekler?
Ya da sevgiyi yeterince hissetmezlerse nasıl hissettirecekler?
***
Çocuk bu hisleri anne karnında algılamaya başlıyor. Bu hisleri başta fiziki bağ ve duygusal bağ olarak sıralamak mümkün. Bu bağlara daha sonra zihinsel bağ ekleniyor. İşte bu bağlar çocuğun eğitiminin temelini oluşturan bağlar. Çocuğun bu bağlarla kurduğu temeli sağlamlaştırmak ise bizim elimizde. Bu eğitim temelini ne kadar sağlamlaştırırsak çocuğun inşa ettiği eğitimi de o kadar sağlam ve nitelikli bulacağız. İşte tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda temeli oluşturmaya sevgiyle başlamamız gerektiğini kavramalıyız. Bu sevgiyi ancak anlayışla birlikte ilerletebilirsek çocuğa bir şeyler katabiliriz.
Tam olarak denge meselesi!
Başta kurduğumuz fiziki bağı duygusal bağla besliyorken bu durum daha sonra tam tersine dönüyor. Çocukla aramızda olan duygusal bağı yeterince besleyemezsek ileride fiziki bağ da kuramıyoruz. Fiziki bağ da eksilince zihinsel bağ kurmakta zorlaşıyor hatta çoğu zaman kurulamıyor.
Sonuç olarak çocukla fiziki bağ kurmadan temelde olan ve sonradan oluşan ihtiyaç ve isteklerini fark edemiyoruz. Duygusal bağ kurmadan, yeterince sevgi vermeden, yeterince anlayış göstermeden fiziki bağı devam ettirmek mümkün olmuyor. Böylece yetiştirdiğimiz sevgisiz çocuklar ileride sevgisiz toplumları oluşturuyor. Bu yüzden temelini oluşturduğumuz eğitimde bulunan bu bağları sıkı tutmak ve eğitimimizin temeline sevgiyi yerleştirmek gerekiyor. Severek güzelleştiremeyeceğimiz çok az şey var dünya da.
Bu azınlık arasında ise çocuklar yok!
Sevgiyi büyütüp, çoğaltmak dileğiyle.